Sevgili Barış

Eger yaptıgın işi gercekten iyi yaparsan tekniker olarak da hayatından kaxandıgın paradan mutlu olabilirsin.
Bu gercek hayatta işi iyi ve layikiyle yapmakla ilgili.

Ancak gercekten iyi olmayan bir üniversiteden müh olarak mezun olursan diğer mühendislere göre meslege ilk başlangıcın daha zor gecebilir ve uzun sürebilir. Onların 5 yılda geldiği noktada sen 7-8 yılda gelirsin

Ancak tekniker olarak ilerleyebilecegin bir kariyer cok olmaz. Ancak mühendis olunca kariyer olarak önün teknikere göre daha acık olacaktır.

Bu tamamen senin tercihine baglı. Ben mühendis olmanı tavsiye ederim.

Yolun bahtın acık olsun
Hacer

Merhaba Sevgili Ceyda,

Tercih dönemi şu an geçtiği için sanırım bir bölüme yerleştin. Ancak sorularını yine de daha sonra fikir sahibi olman için paylaşıyorum.

İlk sorun için: Eğer akademik kariyer düşünüyorsan, okulun eğitim kadrosunun bilinirliğini, yayınlanan makale sayısını ve yapılan projeleri bir değerlendirme kıstası olarak dikkate alabilirsin. Eğer mezun olduktan sonra endüstride çalışmayı planlıyorsan, LinkedIn gibi platformlardan okul mezunlarının profillerini inceleyebilirsin. Bunu yaparken özellikle 10–20 yıllık mezunlar yerine 1–5 yıllık mezunların profillerine bakmanı öneririm; böylece okulun katkılarını daha net görebilirsin. Çünkü bana göre, 5 yıl sonrasında bireylerin meslek hayatındaki tecrübeleri ve yaptıkları, okullarından daha çok öne çıkıyor.

İkinci sorun için: Evet, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği, Kimya Mühendisliği’ne ilgi duyan birini tatmin edecektir. Hatta bir Kimya Mühendisi olarak, en çok keyif aldığım derslerden biri Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünden aldığım malzeme dersiydi diyebilirim. Mezun olduktan sonra bu alanda uzmanlaşmak istersen, Kimya Mühendisliği’nde yüksek lisans da yapabilirsin.

Umarım yerleştirme sonuçların seni mutlu etmiştir.
Üniversite hayatında ve sonrasında bol şans ve başarılar dilerim.

Defne selamlar,

Endüstri Mühendisliği’nin temel prensipleri ve genel mühendislik formasyonu dışında, en sosyal mühendislik dallarından biri olması; bizlerin hemen her alana rahatça adapte olmamızı ve yönetim patikasında kolay ilerlememizi sağlıyor. Bu da aslında birçok genç meslektaşımın göreceği en büyük faydaların başında geliyor.

Sosyal becerilerin ön planda olduğu bir mühendislik dalı olsa da analitikliğin de bir o kadar ayrıştırıcı olduğunu söylemeliyim. İlk yıl ortak derslerde fizik ve matematik ön planda; bu alanlarda başarılı olmak, sonraki derslerin üzerine inşa edilmesi açısından değerli olacaktır.

Genel bir dal olması sebebiyle birçok iş alanında Endüstri Mühendislerini görmek mümkün. Burada senin ilgi alanların, seçimlerindeki ayrışmayı sağlayacaktır.

Şimdiden başarılar ve bol şans diliyorum.

Sevgiler,
Yağmur Gündüz

Elif selamlar,

Öncelikle, Endüstri Mühendisliği gibi gerek sektör gerekse bölüm bazında çalışma esnekliği en yüksek mesleklerden birini seçmeyi planladığın için bir meslektaşın olarak seni tebrik ediyorum.

Endüstri Mühendisliği’nin temel prensipleri ve genel mühendislik formasyonu dışında, en sosyal mühendislik dallarından biri olması; bizlerin hemen her alana rahatça adapte olmamızı ve yönetim patikasında kolay ilerlememizi sağlıyor. Bu da aslında birçok genç meslektaşımın göreceği en büyük faydaların başında geliyor.

Analitikliğin yanında sosyal becerilerin de ön planda olduğu bir alan.

Üniversite seçim süreçlerinde danışmanlarınız mutlaka çok daha net yardımcı olacaklardır; fakat naçizane, dersleri arasında sosyal seçmeli derslerin olup olmamasına dikkat etmeni öneririm.

Sevgiler,
Yağmur Gündüz

Ayşe selamlar,

Endüstri Mühendisliği’nin temel prensipleri ve genel mühendislik formasyonu dışında, en sosyal mühendislik dallarından biri olması; bizlerin hemen her alana rahatça adapte olmamızı ve yönetim patikasında kolay ilerlememizi sağlıyor. Bu da aslında birçok genç meslektaşımın göreceği en büyük faydaların başında geliyor.

Diğer yandan, geçtiğimiz yıllara göre çokça başvuru alan ve mezun veren bir bölüm olması sebebiyle işe alım süreçlerinde her meslekte olan riskleri de taşıyor. Ancak bu mesleğe özel bir dar boğaz olduğunu açıkçası düşünmüyorum.

Üniversitenin eğitim hayatı boyunca önemli katkıları olduğu gibi, bireysel farkındalığın, gelişime açıklığın ve gösterilen çabanın da bir o kadar kritik önemde olduğunu düşünüyorum. Özetle mesele, sadece en iyi üniversiteye girmek değil; orada kendine katma değer yaratacak bir öğrenim hayatı geçirebilmek. Açıkçası bu da tamamen kişinin kendi çabası ve odağıyla mümkün olabiliyor.

Şimdiden bol şanslar ve başarılar diliyorum.

Sevgiler,
Yağmur Gündüz

Merhaba Sevgili Meriç,

Öncelikle tercih ve yerleştirme dönemi tamamlandığı için umarım sonuçlar seni mutlu etmiş ve gönlünden geçen bir programa yerleşmişsindir.

İşsizlik hikâyelerinin seni düşündürmesi çok doğal. Bu kaygıyı birçok genç hissediyor. Ancak şunu bilmeni isterim ki kendini geliştirmek için yapacağın her proje, staj ya da bireysel çalışma ileride iş arama sürecinde sana mutlaka avantaj sağlayacaktır. Burada en kritik nokta, bu çalışmaları sadece bir sertifika edinmek veya CV’ne yazılacak bir madde olsun diye değil, gerçekten ilgi duyarak ve severek yapmandır. Çünkü gönülden yaptığın bir deneyim, yıllar sonra bile sana sorulduğunda sanki dün kazanmışsın gibi canlı ve heyecan verici bir şekilde anlatabileceğin bir tecrübe hâline gelir.

Mühendislikte belki de en önemli kazanım sorgulama yeteneğidir. Enerji, ısı ve kütle transferi ya da prosesler üzerine daima meraklı olmanı öneririm. “Bu ürün nasıl üretiliyor, hangi aşamalardan geçiyor, neden bu malzeme tercih edilmiş?” gibi soruları kendine sık sık sormak düşünce ufkunu genişletecektir. Günlük hayatta çevrende gördüğün cihazların çalışma prensiplerini ve malzeme seçimlerini merak etmek de çok kıymetli. Bu merak ve sorgulama alışkanlığı, ileride endüstriyel süreçlerin içinde yer aldığında çok daha hızlı bağlantılar kurmanı, karmaşık sistemleri daha kolay kavramanı ve farklı bakış açıları geliştirmeni sağlayacaktır. İşte bu sürekli merak hâli, seni diğerlerinden ayıran güçlü bir özellik olacaktır.

Kendi deneyimimden de bir noktayı paylaşmak isterim: Üniversiteden mezun olduğumda, adı ve eğitimiyle bana avantaj sağlayan bir okuldan diploma aldım. Ancak meslek hayatım boyunca fark ettim ki bana en çok şey öğreten, farklı bakış açıları kazandıran arkadaşlarımın hepsi öne çıkan üniversitelerden mezun değildi. Bu bana, üniversite isminin tek başına yeterli olmadığını; asıl önemli olanın kişinin merakı, öğrenme arzusu ve kendine kattıkları olduğunu gösterdi.

Bunu şu anda da çok net bir şekilde görüyorum: Madagaskar’da, 40’tan fazla (gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş) ülkeden gelen birçok expatın bulunduğu bir ortamda çalışıyorum. Eğitim seviyesi çok ileri ülkelerden gelenler her zaman en başarılı ya da en etkili kişiler olmuyor. Asıl farkı yaratan şey, kişinin işe yaklaşımı, kendine kattıkları ve özellikle sorun çözme kabiliyeti oluyor. Bu özellikler, aradaki dengeleri büyük ölçüde değiştiriyor.

Sana üniversite hayatında ve kariyer yolculuğunda bol şans, başarı ve ilham diliyorum.

Meriç merhaba,

Öncelikle seni tebrik ederim. Umarım gönlündeki üniversiteye yerleşmişsindir. Ben, kariyer ve başarının kişinin kendisine bağlı olduğuna inanıyorum. Tabii ki akademik yeterlilik ve mühendislik formasyonunu almak çok kıymetli. Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü de bu doğrultuda çok ayrı bir değer ve önem taşıyor.

Hangi okulda karar verirsen, kendini geliştirmek adına çalışmalar yaptığın sürece başarı elde etmek ve hedeflerine ulaşmak hiç de zor olmayacaktır. Bu noktada hedeflerini belirlemen ve ona giden yolda öğrendiklerin ile sarf ettiğin çaba seni başarıya ulaştıracaktır.

Okurken kendine olabildiğince yatırım yapmanı ve öğrenebildiğin kadar çok şey öğrenmeni öneririm. Bu ister başka bir bölüm daha okumak olsun, ister alacağın bir eğitim, sertifika programı, çalışacağın/staj yapacağın bir firma ya da katılacağın bir proje… Bunların her biri seni okul sonrası iş hayatına atıldığında ileri taşıyacak, fark yaratmanı sağlayacak önemli adımlar olacaktır.

Kısacası bölüm ve okul bir noktaya kadar önemli. Sonrası, üzerine ne koyduğun ve kendini nasıl geliştirebildiğinle alakalıdır.

Sevgilerimle,
Ceren İdemen

Merhaba Meriç,

Öncelikle bu kadar bilinçli ve araştırarak hareket ettiğin için seni tebrik ederim. Elektrik-Elektronik Mühendisliği, hem temel bilimlerle bağlantısı güçlü hem de uygulama alanı çok geniş bir mühendislik dalıdır. Bu alanda başarılı olmanın en önemli anahtarı, kendini üniversite yıllarında nasıl geliştirdiğindir.

“Manisa Celal Bayar Üniversitesini yazmam mantıklı mı?” soruna şahsi cevabım: Evet, yazman mantıklı olabilir. Özellikle Manisa’nın sanayi açısından gelişmiş bir bölge olması büyük bir avantajdır. İzmir’e yakınlığı sayesinde de hem staj hem de mezuniyet sonrası iş imkânlarını artırabilir. MCBÜ’nün akademik sıralaması belki daha üstteki okullara göre biraz geride olabilir; ancak sektörde kendini gösteren, proje yapan, dil bilen, staj tecrübesi olan bir mezun bu farkı çok rahat kapatabilir.

Kadın mühendis olarak sektörde tutunma konusuna değinecek olursak; evet, rahatlıkla tutunabilirsin. Elbette bazı zorluklarla karşılaşabilirsin; fakat bu zorluklar artık sadece cinsiyetle ilgili değil, herkesin yaşadığı genel rekabet ortamının bir parçasıdır. Özellikle büyük firmalar kadın mühendisleri desteklemeye çalışıyor ve çeşitliliğe önem veriyor. Önemli olan, senin teknik açıdan güçlü olman, iletişim becerilerin ve azmindir. Bu özellikleri geliştirdiğinde fark yaratman çok mümkündür.

Unutma, mezun olduğunda seni öne çıkaracak olan şey yalnızca nereden mezun olduğun değil; neler yaptığın, ne kadar geliştiğin ve ne kadar istekli olduğundur. İyi bir üniversite seni hızlandırabilir ama başarıyı asıl senin çaban belirler.

Sevgilerimle,
Başarılar diliyorum.

Endişelerini anlıyorum Berfin. Piyasa koşulları daha rekabetçi olmaya devam ediyor. Eğitiminin yanında kendisi sosyal ve akademik olarak geliştirenlerin, staj ve iş konusunda bir adım önde olduğunu düşünüyorum.



Tıp eğitimi ve iş hayatı ile ilgili artı / eksiler konusunda bir şey diyemem. Ancak, seni maddi / manevi mutlu edecek bir meslek seçmeye çalıştığını görüyorum. Yazılım mühendisliğinde üçüncü seneye başladığına göre, bölümün ve verdiği mezunların kariyerleri ile ilgili bilgin olmalı. Bilgisayar mühendisliği, yazılım mühendisliği eğitiminde aldığın derslere ek olarak donanım, iletişim, sistem yaklaşımı gibi konuları da öğrenmeni sağlayacaktır. Bilgisayar mühendisliği eğitiminin artıları olduğunu ve bunların staj ve iş arayışında avantaj sağlayacağını düşünüyorum.



Karar vermek zor görünse de; hangisini seçersen seç, sadece üniversitenin verdiği eğitimle kısıtlı kalmayıp kendini donattığın sürece, iş konusunda sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Senin de Teknofest katılımların, başarıların buna iyi örnekler. Benzer çalışmalara devam etmeni öneririm. Piyasanın iyi mühendislere her zaman ihtiyacı var.



Başarılar dilerim.

Merhaba Berfin,

Yazılım Mühendisliği’nden Bilgisayar Mühendisliği’ne geçiş yapmak oldukça rahat olacaktır; çünkü ortak görülen derslerin sayısı fazla. Bu nedenle sene kaybetmeden üniversiteyi bitirme ihtimalin yüksek.

Bence bu dönemde kendine sorman gereken asıl soru şu olmalı: Hangi meslek seni daha çok mutlu eder? Eğer cevabın tıp ise, o alana yönelmen konusunda bir sakınca yok. Ancak hâlâ mühendislikte kalmak istiyorsan da çok karamsar bir tablo olmadığını düşünüyorum. Şu anda bilgisayar ve yazılım alanlarında, yapay zekânın getirdikleriyle birlikte en önemli unsurun yalnızca bir yazılım uzmanı olarak değil; aynı zamanda matematik ve fizik alanlarında da kendini geliştirmek olduğunu söyleyebilirim. Eğer bunu yapabilirsen ve bu alanlarda da güçlüysen, ileride iş bulma konusunda çok daha rahat edebilirsin.

Sevgiler,
Gizem Kayar